Uçuşan yarasaların sesi, ve ağaçları yalayarak geçen rüzgarın uğultusu dışında hiçbir ses yoktu ormanda.Bu orman hakkında civar köylülerin söylentisi şuydu; "Bu orman dünya ilk kurulduğu zamandan beri var." Orman yıllar geçsede ilk gününü yaşıyor gibiydi.Ayak basılmamış toprakları, zarar verilmemiş ağaçları ve keşfedilmemiş yaratıklarıyla, doğa üstü birşeydi.Doğa üstü olduğu kadar doğanın ta kendisiydi.Ama normal doğadan bir farkı vardı; vahşi ve ürkütücüydü.Asla gün ışığı girmezdi ormana.Ağaçlar öylesine uzun ve gösterişliydi.Ladin ağaçlarıyla Kızıl Çamlar yetişirdi burada.Ormanın orta yerinde bir bölüm vardı ki; burada ağaç yoktu.Yuvarlak bir salon gibiydi.Etrafı ağaçlarla çevrili ortasında çalılardan örülmüş tabut biçimli bir yapı.Etrafı kütüklerle örülmüş.
Otlar çıtırdadı.Ormanın sessizliğinde bu çıtırtılar çok yankı yapıyordu.Ama adımlar emindi.Açıklığa geçti ve bir kütüğün üstüne oturdu.Teni bembeyazdı.Karanlıkta etrafına loş bir ışık yayacak kadar beyaz.Dudakları kalın ve kiremit rengi ruj sürülmüş gibiydi.Gözleri büyüktü.Sağ gözü çok açık mavi, sol gözü kırmızıydı.Ateş kırmızı adeta.Etrafa bakıyordu.Gözlerini ulaştırabildiği her yerde gezdirdi.Bir şey görememiş olacak ki, eğildi ve kulağını toprağa dayadı.Bir süre dinledikten sonra kalktı ve havayı dinlemeye başladı.Sonra uzun bir nefes çekti ve bıraktı...
Adımları uzun ve gösterişliydi.Büyük bi kayanın olduğu yere gitti.Kayayı tek eliyle kaldırıp Açıklığın güneye bakan kısmına bıraktı.Uzun tırnaklarıyla kayaya derin derin ve anlaşılır harflerle "Maxfield'ın evi" yazdı.Açıklık boyunca yürümeye başladı.Uzun süredir burada yaşıyordu ve tek avı at-adamlardı.Kanları doyurucuydu belki ama tatmin etmiyordu.Aniden, saniyenin onda biri kadar bir hızla, açıklığın bir ucundan kayayı diktiği yere gitti ve kulak kesildi.Birşey duyamıyordu.Paranoyaklaşan beynine küfür ederek tekrar yürümeye başladı.
Üzerindeki uzun kollu ve ince badiyi sıyırdı ve kolundaki derin çiziğe baktı.20 dakika kadar önce bir at-adam onu tam atar damarından vurmuştu.Ama özelliği buydu.Yaraları şaşılacak bir hızla iyileşiyordu.Aynı zamanda şaşılacak bir hızla iyileştirme özelliği de vardı.Max özellikleri sadece kendisi için kullanırdı.Yalnızdı hayatı boyunca.Artık yalnızlıktan bıkmış, türdaşlarını bulmak istiyordu.Onları iradesi altına alıp, insanların kanlarını tatmak istiyordu.Ama takıntılıydı.Suçsuz insanların kanı onun tat alma duyusunu hissizleştiriyordu adeta.Eskiden insanları hipnotik kontrolu altına alıp suç işletirdi ve öyle susuzluğunu dindirirdi.
Rüzgarı hisetti.Orman'ın dış dünyada bırakamadığı tek şey rüzgardı.İşine geliyordu bu.Böylece bölgesine yaklaşan herşeyin kokusunu alabiliyordu.Bu özelliğini seviyordu.Alt edilmesi çok zordu.Hatta imkansızdı.Ama duyumlar almıştı.Büyücülerin türediği konusunda...Yakınlara büyücülük okulu kurulduğunu köye indiği nadir zamanlarda duymuştu.Kendisi büyücülüğün çok çok eski zamanlarda keşfetmişti.Başarısız bir büyücüydü belki ama usta bir vampirdi.Hayvanları da kullanabiliyordu.Ormanın etrafında gözcü yarasaları vardı.Onlara armağan olarak, avlarının kanını tamamen içmez, onlara da bırakırdı.
Son bir kez kulak kesildi ve yok oldu oradan.
